GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZ
KIZ İSTEME: Oğlan evlenme çağına geldiğini ailesine hal ve hareketleriyle veya diliyle ifade ederek evlenmek istediğini bildirir.Veya evlenme çağına gelen oğlana ailesi kimin kızıyla evleneceğini sorar. Alınan cevap üzerine kız tarafına haber yollanır en kısa zamanda kız istemeye gidilir.Kız istemeye anne, baba ve kız tarafına da yakınlığı bilinen bir kişi götürülür.(Bazı yörelerde bu kişilere dünürcü başı denir.) Kız evinde biraz hoşbeş sohbetten sonra istenilecek olan kız en iyi elbiselerini giymiş olduğu halde gelen misafirlere tek tek "hoş geldiniz" der daha sonra kahve ikram eder. Kahveler içildikten sonra sohbet fazla uzatılmadan dünürcü başı "Ahmet ağa, lafın uzunu kısası, biz allahın emriyle, peygamberin kavliyle kızınız Ayşeyi oğlumuz Mustafaya istemeye geldik ne dersiniz?" der. Bu sual üzerine kız tarafı fikrini olumlu veya olumsuz hemen söyleyebilir veya birkaç gün düşünme ve araştırma zamanı isteyebilirler. Düşüncelerini olumlu veya olumsuz birkaç gün sonra oğlan tarafını çağırarak ya da dünürcü başı aracılığıyla bildirirler.
NİŞAN:Nişan söz kesme işinden sonra kız evinde akşam olur.Nişanda köy halkının hepsi kız tarafından da oğlan tarafından da tek tek evler dolaşılarak davet edilir.Nişanda oğlan ile kız bir araya gelir, köyün hocası söz kesmede olduğu gibi Kuran okur dualarla yüzüğü kız ile oğlana takarak kurdeleyi keser, kız ile oğlan alkışlanır, para ve altın takmak isteyen bizzat gelerek kız ve oğlana takıları takarlar. Takı merasimi sona erdikten sonra da nişan merasimi sona ermiş olur, takılar kız tarafına teslim edilir. Ayrıca bazı nişan merasimlerinde para ve takılar bir kişi tarafından misafirleri tek tek dolaşarak bir tepsiye toplar daha sonra kız tarafına teslim edilir.Bazı nişan merasimlerinde taraflar düğün de yaparlar.
ÇAMAŞIR (asbap) GÜNÜ:Çamaşır günü düğüne bir hafta kala Perşembe günleri yapılır. Çamaşır gününe köyün bütün kadınları davet edilir, gelen davetliler hediye getirerek geline verirler.Hediyeler genelde basma ve paradır.Ayrıca gelinin gelinlik çeyizleri hazırlanır.
ÇAMAŞIR (asbap) GÜNÜ:Çamaşır günü düğüne bir hafta kala Perşembe günleri yapılır. Çamaşır gününe köyün bütün kadınları davet edilir, gelen davetliler hediye getirerek geline verirler.Hediyeler genelde basma ve paradır.Ayrıca gelinin gelinlik çeyizleri hazırlanır.
DİBEKTE BUĞDAY DÖVME:Düğüne bir hafta kala oğlan tarafı köyün hepsini tek tek dibekte buğday dövmeye davet eder. Bu davet köyün tellalcısı tarafından köy halkına köyün ortasındaki parktan yüksek sesle duyurduğu gibi tek tek de evlere giderek de davet eder. Dibekte buğday dövmesi Cuma günü sabahın erken saatlerinde başlar öğlen kuşluğuna kadar devam eder. Dibeğe herkes birer kutu buğday veya timin buğday veya bir paket çay-sigara- şeker gibi hediyelerle gelir. Getirilen buğdaylar dibekte dövülür, kabukları ayrılır. Dövülen buğdaylar daha sonra yıkanarak kabuktan ayrılır, değirmene götürülür öğütme işi yapılır.Bu dövülmüş ve kabuğu ayrılmış buğdaydan düğünlerde bizim bu yörelerin yöresel yemeği Herse (keşkek) pişirilir.
OKUNDU DAĞITIMI:Düğün tarihine yakın bir zamanda oğlan ve kız tarafı önce kendi yakınlarından başlayarak ayrı ayrı köy halkını düğüne davet eder. Davet şekli ise;oğlan ve kız tarafından bir veya ikişer kadın görevlendirilir, bütün köy halkını evleri tek tek dolaşarak düğüne davet eder. Davetiye olarak da birer adet su veya çay bardağı verilir. Köylüye davetiye olarak verilen bu hediyeleri oğlan tarafı alır bir yarısını da kız tarafına verir.
OKUNDU DAĞITIMI:Düğün tarihine yakın bir zamanda oğlan ve kız tarafı önce kendi yakınlarından başlayarak ayrı ayrı köy halkını düğüne davet eder. Davet şekli ise;oğlan ve kız tarafından bir veya ikişer kadın görevlendirilir, bütün köy halkını evleri tek tek dolaşarak düğüne davet eder. Davetiye olarak da birer adet su veya çay bardağı verilir. Köylüye davetiye olarak verilen bu hediyeleri oğlan tarafı alır bir yarısını da kız tarafına verir.
SANDIK GÖTÜRME: Cuma günü sabah namazından sonra oğlan tarafından kız tarafına oğlanın yakınlarından birisi görevlendirilir ve bir adet sandık kız tarafına gönderilir.Sandığı götüren kişiye kız tarafından hediyeler verilir. Hediye para veya havlu olabilir.
KINA GÖTÜRME: Cumartesi günü öğle namazından çıkıldıktan sonra düğün bayrakçısı tarafından namazdan çıkanlar, kahvede oturanlar ile yolcular, yemeği aşı olmayanlar herkes kız tarafına damat evi tarafından yemeğe davet edilir, ayrıca tas içerisinde üzeri çember ile kaplı üç çocuk tarafından kına götürülür.kız evinde kınalar teslim edildikten sonra yemek yenir.
DÜĞÜN YEMEKLERİNİN HAZIRLANMASI:Düğün yemeklerinin hazırlanmasına ve pişirilmesine Cumartesi sabahleyin başlanır.Düğün yemekleri yöre halkımızın geçim kaynağı olan tarım ürünlerine dayanır.Bu ürünleri halkımız eker biçer hasat yapar güz zamanı geldiği zaman da bolca harcayarak kızını ve oğlunu evlendirir.Düğün yemeği olarak şu yemekler yapılır;
-Etli nohut yahnisi.
-Bulgur pilavı.
-Tereyağlı herse (keşkek)
Cumartesi sabah namazından sonra oğlan tarafından görevlendirilen bayrakçı düğün bayrağını oğlan evinin damına diker, artık bu bayrak düğün zamanının başladığını, aynı zamanda düğün evi ve oğlan evini ifade eder. Bayrak direğinin uç kısmında bir adet elma veya ayva olur, direk kısmında bir adet Türk bayrağımız, bir adet renkli yazma veya çember olur. Bayrak direği koruyucusu bayrakçıdır. Bayrakçı bayrağa iyi sahip olmalıdır, çaldırtmamalıdır, çaldırdığı takdirde çalan kişi bayrakçıdan bir koyun, bir keçi veya para ister.
Oğlan tarafı ve kız tarafı yemek hazırlığına başlarlar.Oğlan tarafı ayrıca ihtiyaç duyarsa bir de aşçı tutar. Kız tarafına oğlan tarafından bir adet koyun, keçi veya tosun gönderilir, kız tarafı da gönderilen bu hediyeyi keser ve düğün yemeklerinde kullanır. Cumartesi öğleye düğün yemekleri pişmiş olur, bayrakçı öğle namazından çıkan cemaatı, kahvede oturan kişileri, köyde bulunan yabancıları oğlan tarafına düğün yemeğine çağırır. Bu yemek daveti Pazar günü gelin oğlan evine gelinceye kadar devam eder.
ERKEK DÜĞÜNÜ: Erkek düğünü Cumartesi günü akşamı yapılır ve düğün yazın köy parkında kışın ise köy kahvesinde olur. Oğlan tarafı Cumartesi akşamı çalgı çaldırıp eğlence yapacaksa düğün için o civardan bir çalgıcı bulur, yok mevlit okutturacaksa köyün imamından veya civardan güzel mevlit ve ilahi okuyan kişileri bulur.
Düğün çalgılı olursa isteyen düğün sahibi içki ikram eder istemeyen içkisiz eğlence yapar, içki yerine gelen misafirlere kola, çay ve sigara ikram edilir.Eğlencenin ilerleyen saatlerinde damat okşaması yapılır. Nasıl mı ? Ortaya bir sandalye konur, biri bekar diğeri evli olmak üzere iki sağdıç damadı getirirler sandalyeye oturturlar, sağdıçlar yanlarında bulunan kırmızı çemberin iki uçlarından tutarak üç defa kaldırır indirirler daha sonra damadın başını bu çemberle örterler. Köyün en iyi ağzı laf yapan, güzel konuşan (genelde MURAT BYINDIR bu işi yapar) birisi ortaya çıkarak damadı okşamaya ve para takmaya davet eder. Damat okşaması başladığı zaman da çalgıcılar "Kaleden kaleye şahin uçurdum ah ile vah ile günler geçirdim" türküsünü söylerler. Damadı okşamak isteyen kişiler (HALİL SÖĞÜT-MEHMET YÜKSEL) tek tek gelerek damadı maniler okuyarak okşamaya başlarlar buna yakım yakma denir. Bir taraftan da para takmak isteyen gelerek parasını takar. Ayrıca para takan kişilerin ismi veya lakabıyla yüksek sesle duyurulur. Damat okşaması ve para takma olayı olurken de bir taraftan da gelen misafirlere şeker, kolonya ve kına ikram edilir isteyen ellerine kına yakar. Damat okşaması bittikten sonra da damadın akrabaları hep beraber ortaya davet edilerek oynatılır, düğün sona erer.Düğün bitimine müteakip damat sağdıçları tarafından alınır evine götürülür evde damada kına yakılır ve damat yatırılır.
Düğün mevlitli olacaksa mevlithanlar yine köy parkı veya köy kahvesinde olur. Önce Kuran sonra mevlitler okunur, damat sağdıçları tarafından ortaya yere sandalyeye oturtulur, kırmızı çemberle üç defa birer uçları tutularak kaldırılır indirilir, damada takı takmak isteyen gelir orada bulunan tepsiye takısını atar, veya tepsiyle bir kişi misafirleri gezerek para takmak isteyenlerin parasını tepsiye toplar. Bunlar olurken de mevlithanlar ilahi söyleyerek damat okşaması yapar.Gelen misafirlere şeker, kolonya ve kına ikram edilir. Mevlit bitiminde damat sağdıçları tarafından evine götürülür, kına yakılır ve yatırılır. Ertesi gün ise sadece gelin alınır.
Erkek Düğünü yapıladursun kadınlar da hem oğlan evinde hem de kız evinde düğün yapar.Oğlan tarafının kadınları yatsı namazından sonra kız tarafına gelerek gelin okşaması yaparlar geline maniler söylerler yakım yakarlar, gelini ağlatırlar buna da gelin ağlatması denir. Daha sonra gelin oynatılır geline kına yakarlar daha sonra kadınların eğlencesi sona erer böylece erkek ve kadın düğünü ertesi günü Pazar devam etmek üzere sona erer.
DAMADA KINA YAKMA: Erkek düğünü bitimi damat ve sağdıçlar hemen damadın evine giderler, damat kıyafetlerini çıkararak pijamalarını giyerken sağdıçlar da kınayı hazırlarlar. Damadın ellerine ve ayaklarına kına yakılır, elleri ve ayakları bez parçalarıyla iyice sarılır. Damat yatağa yatırılır, sabahleyin damat kalkınca sarılı olan bu bezleri çıkarır elini, yüzünü ve ayakların yıkar.
DAMAT TIRAŞI:Damat Pazar günü sabahı erkenden kalkar, kına için sarılı ellerini yıkar, sağdıçlar damadın yanına gelir, damadı alırlar dosdoğru berberin yanına götürürler veya berberi eve çağırırlar damadı tıraş ettirirler, tıraşa müteakip damat güzel bir banyo yapar daha sonra damatlık elbise takımını giyer ve gelin almaya hazır vaziyette öğle namazını bekler.
GELİN ALMA:Pazar günü sabahleyin erkek düğünü köy parkında öğleye kadar devam eder.Damat köy berberi tarafından tıraş edilir damatlık elbisesini sağdıçları tarafından giydirilir, öğle namazı için camiye getirilir. Kız tarafında da gelinin saçları Köyde varsa bayan köy öğretmeni veya ebesi veya köy öğretmeninin hanımı veya köy imamının hanımı veya Ermeneke götürülerek saçları yapılır gelinliği giydirilir gelin sağdıcı tarafından gelin almaya hazır hale getirilir. Öğle namazı kılındıktan camide dualara edilir, cemaata sonra şeker,lokum dağıtılır. Bayrakçı tarafından herkes gelin almayı davet edilir.Arabalar çekilir herkes arabaya biner bayrakçının arabası en önde arkasında gelin arabası, arkada misafirler olduğu halde damat da dahil kız evine gelin almaya gidilir. Gelin almaya gelindiğinde gelin kız tarafından kilitlenir, oğlanın babasından para istenir, daha sonra gelin sandığı kilitlenir para istenir, istekler yerine getirildikten sonra köy imamı tarafından dua okunur tekbirler getirilerek aminlerle damat gelini babasının evinden başı kırmızı duvaklı, erkek kardeşi veya babası tarafından beline kırmızı kurdela bağlı olduğu halde gelin taksisine bindirir. Gelin konvoyu oğlanın evine gelinceye kadar köy çocukları yollarda iplerle yolları keserek para isterler. Gelin oğlanın evine getirildiği sırada gelin arabadan inmez, geline inmesi için ısrar etseler de gelin indirmelik almadan inmez. Oğlanın babası gelerek geline ev, arsa, tarla, gibi indirmeliğin yanında bir de tosun verir.(Tosun da damattır.) Gelin arabadan iner damat dama çıkar geline metal bozuk paralar ve top şekline getirilmiş pamuk tohumu atar. Çocuklar paraları toplarken damat gelini eve çıkarır, o anda geline testi teptirirler, gelin kapı girişinin üstüne yağ sürer, çivi çakar, gelin içeriye eşyalı ile süslenmiş gelin odasına damat tarafından götürülür. Gelin böylece baba evinden koca evine getirildikten sonra gelen misafirlere yemekler ikram edilir, son çalgılar çaldırılır.Oğlan babası gelen misafirlere teşekkür ederek çalgılarla düğüne iştirak edenleri uğurlarlar. Düğün sona erer.Gelinin eşyaları evde sergilenir, gelin oğlanın evine geldikten sonra köyün kadınları tarafından ziyaret edilir. Gelinin eşyaları sergilenir.
Gelin alma işleri bittikten sonra damat sağdıçlarla beraber ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kıldıktan sonra köyün imamı ile beraber evine getirilir. Damadın yakınları,arkadaşları da olduğu halde imam dua ederek damadı gerdeğe yumruklarla katarlar. Damat içeriye girince gelinin sağdıcı odadan çıkar, gelin ile damat baş başa kalırlar, damat geline hoş geldin der gelin seslenmezse damat para, altın gibi hediye takarak gelini konuşturur. Duvak çıkartılır, dinlenilir, kız tarafından gelen yemekler yenilir.Gelin ile damat gece yattıktan sonra sabahleyin damadın anne ve babasının elini öper.
Bütün bu güzel ama meşakkatli düğünün ardından oğlan tarafı ile kız tarafı bir hafta sonra önce kız tarafında olmak üzere kendi aralarında kendi yakınları ile beraber yemek yerler. Kız tarafında yemeğe başlamadan önce damat ve sağdıçlar yemeğe yanaşmazlar, kız tarafı da damada para, altın, tarla, elma, kiraz, ceviz, keçi ve koyun gibi hediye verir damat yemek yemeye başlar. Böylece düğün tam olarak sona ermiş olur.
BEL BAĞLAMA: Gelin alma günü gelin kız evinden çıkmadan evvel kızın erkek kardeşi tarafından kırmızı renkte bir kurdelayı gelinin beline düğüm gelinin ön tarafına gelecek şekilde besmele ve selavat getirilek bağlar. İki kardeş bir birlerine helallik ve yol verirler. Kırmızı renkli kurdela kızın sağlam ve bakire olduğunun simgesidir. Ben kız kardeşimi size (damat tarafı için) el değmemiş, bakire olarak, sağlam teslim ediyorum ve yol veriyorumun sembolüdür.
KAPI KİLİTLEME:Yine kız tarafı, gelin kız evinden çıkmadan evvel gelinin bulunduğu kapıyı kilitler, damat tarafından para istenir, damat tarafı ile kız tarafı biraz para pazarlığından sonra damat tarafı parayı verdikten sonra kız tarafı kapıyı açar.
YOL KESME:Gelin kız evinden damat evine getirililirken gelinin geçtiği yol kesilir, bu yol kesme şekli karşılıklı ipi tutarak, yol ortasına masa koyarak, arabayı yolun ortasında stop yaparak v.b olmaktadır. Damat tarafı daha önceden zarf içerisine hazırlamış oldukları paraları yol kesenlere verir, tabii paralar zarfdan az çıkarsa o zaman çetin pazarlıklar da olabiliyor.
GELİNE TESTİ KIRDIRMA KAPI ÜSTÜNE ÇİVİ ÇAKTIRMAMA VE YAĞ SÜRDÜRME:Gelin damat tarafına getirilir, evin önünde su dolu bir toprak testi geline tekme vurdurmak suretiyle kırdırılır, gelin evin önünde bekletilir, damat yüksekçe bir yerden kapıdan tepsi içerisinde demir bozuk paralar ile çekirdekli pamuk topunu gelin ve misafir üzerine atar, daha sonra gelin ev kapısından içeriye girerken geline giriş kapısı üzerine çivi çaktırılır, yağ sürdürülür, daha sonra gelin odasına alınır.
SAYA OYUNU: Saya oyunu uzun kış gecelerinde oynanırmış, ağırlıklı olarak da Ocak ayının 27. gecesinde. Ben 1991 yılına kadar köyde sık sık bulunmama rağmen bu oyunun oynandığına rastlamadım. Ama önceden oynanırmış. Anlatıldığına göre bu oyun (2) türlü oynanırmış, (1.)si Deve Oyunu; bu oyunda gruptan birisi önceden ağaçtan hazırlanmış deve başını bir saplığa tutturarak bir kilim altından oyunlar oynayarak geceleyin gittikleri evlerde ev halkını eğlendirir, diğerlerinden bir kişi çıracı, bir kişi cevizci, bir kişi pekmezci, bir kişi yağcı, bir kişide uncu olarak geceleyin gittikleri evlerde ev halkını eğlendirdikten sonra kendi aralarında yapacakları kömbe, baklava veya kadayıf gibi yiyeceklerin malzemelerini toplarlarmış..
(2). si arap koca ve gelin ikilisi oyunu; bu oyunda da bir kişi arap, bir kişi de gelin olurdu, bu oyunda da önceki oyunda olduğu gibi bir kişi çıracı, bir kişi cevizci, bir kişi pekmezci, bir kişi yağcı, bir kişide uncu olur, geceleyin gittikleri evlerde insanları eğlendirdikten sonra her kişi yapacakları yiyeceğe göre yiyecek malzemesi toplarlardı.
Ayrıca bireysel olarak saya için evleri dolaşan kişiler de olurdu, bu kişiler gittikleri evlerin bacalarından sepet, sitil gibi kaplar sarkıtılarak ev sahibinden nohut, mısır gibi yiyecekler ister daha sonra bunları kavurarak çerez olarak yerlerdi.
Oyuncular evlerden aldıkları yiyecek malzemelerini içlerinden birinin evine götürürler, çeşitli fıkralar, hikayeler, türküler eşliğinde kömbe, baklava ve tatlı yapılır yenir, sabaha kadar hoş vakit geçirilirdi. Her iki oyunda ad oyuncular erkek kişilerden seçilirdi.
ÇOCUĞUN BACAĞINA İP BAĞLAMA:Çocuk ister erkek ister kız olsun büyüyüp de yürümeye başladığında ayağına topuk kısmına ip bağlanır, ipi iyi yürüyen, hızlı ve pratik olan birine makasla kesilir, kesen kişi erek ise camiye doğru hızla gider ve namaz kılar, kadın ise çıkrığın başına geçerek çıkrık çevirir.
DÜĞÜN YEMEKLERİNİN HAZIRLANMASI:Düğün yemeklerinin hazırlanmasına ve pişirilmesine Cumartesi sabahleyin başlanır.Düğün yemekleri yöre halkımızın geçim kaynağı olan tarım ürünlerine dayanır.Bu ürünleri halkımız eker biçer hasat yapar güz zamanı geldiği zaman da bolca harcayarak kızını ve oğlunu evlendirir.Düğün yemeği olarak şu yemekler yapılır;
-Etli nohut yahnisi.
-Bulgur pilavı.
-Tereyağlı herse (keşkek)
Cumartesi sabah namazından sonra oğlan tarafından görevlendirilen bayrakçı düğün bayrağını oğlan evinin damına diker, artık bu bayrak düğün zamanının başladığını, aynı zamanda düğün evi ve oğlan evini ifade eder. Bayrak direğinin uç kısmında bir adet elma veya ayva olur, direk kısmında bir adet Türk bayrağımız, bir adet renkli yazma veya çember olur. Bayrak direği koruyucusu bayrakçıdır. Bayrakçı bayrağa iyi sahip olmalıdır, çaldırtmamalıdır, çaldırdığı takdirde çalan kişi bayrakçıdan bir koyun, bir keçi veya para ister.
Oğlan tarafı ve kız tarafı yemek hazırlığına başlarlar.Oğlan tarafı ayrıca ihtiyaç duyarsa bir de aşçı tutar. Kız tarafına oğlan tarafından bir adet koyun, keçi veya tosun gönderilir, kız tarafı da gönderilen bu hediyeyi keser ve düğün yemeklerinde kullanır. Cumartesi öğleye düğün yemekleri pişmiş olur, bayrakçı öğle namazından çıkan cemaatı, kahvede oturan kişileri, köyde bulunan yabancıları oğlan tarafına düğün yemeğine çağırır. Bu yemek daveti Pazar günü gelin oğlan evine gelinceye kadar devam eder.
ERKEK DÜĞÜNÜ: Erkek düğünü Cumartesi günü akşamı yapılır ve düğün yazın köy parkında kışın ise köy kahvesinde olur. Oğlan tarafı Cumartesi akşamı çalgı çaldırıp eğlence yapacaksa düğün için o civardan bir çalgıcı bulur, yok mevlit okutturacaksa köyün imamından veya civardan güzel mevlit ve ilahi okuyan kişileri bulur.
Düğün çalgılı olursa isteyen düğün sahibi içki ikram eder istemeyen içkisiz eğlence yapar, içki yerine gelen misafirlere kola, çay ve sigara ikram edilir.Eğlencenin ilerleyen saatlerinde damat okşaması yapılır. Nasıl mı ? Ortaya bir sandalye konur, biri bekar diğeri evli olmak üzere iki sağdıç damadı getirirler sandalyeye oturturlar, sağdıçlar yanlarında bulunan kırmızı çemberin iki uçlarından tutarak üç defa kaldırır indirirler daha sonra damadın başını bu çemberle örterler. Köyün en iyi ağzı laf yapan, güzel konuşan (genelde MURAT BYINDIR bu işi yapar) birisi ortaya çıkarak damadı okşamaya ve para takmaya davet eder. Damat okşaması başladığı zaman da çalgıcılar "Kaleden kaleye şahin uçurdum ah ile vah ile günler geçirdim" türküsünü söylerler. Damadı okşamak isteyen kişiler (HALİL SÖĞÜT-MEHMET YÜKSEL) tek tek gelerek damadı maniler okuyarak okşamaya başlarlar buna yakım yakma denir. Bir taraftan da para takmak isteyen gelerek parasını takar. Ayrıca para takan kişilerin ismi veya lakabıyla yüksek sesle duyurulur. Damat okşaması ve para takma olayı olurken de bir taraftan da gelen misafirlere şeker, kolonya ve kına ikram edilir isteyen ellerine kına yakar. Damat okşaması bittikten sonra da damadın akrabaları hep beraber ortaya davet edilerek oynatılır, düğün sona erer.Düğün bitimine müteakip damat sağdıçları tarafından alınır evine götürülür evde damada kına yakılır ve damat yatırılır.
Düğün mevlitli olacaksa mevlithanlar yine köy parkı veya köy kahvesinde olur. Önce Kuran sonra mevlitler okunur, damat sağdıçları tarafından ortaya yere sandalyeye oturtulur, kırmızı çemberle üç defa birer uçları tutularak kaldırılır indirilir, damada takı takmak isteyen gelir orada bulunan tepsiye takısını atar, veya tepsiyle bir kişi misafirleri gezerek para takmak isteyenlerin parasını tepsiye toplar. Bunlar olurken de mevlithanlar ilahi söyleyerek damat okşaması yapar.Gelen misafirlere şeker, kolonya ve kına ikram edilir. Mevlit bitiminde damat sağdıçları tarafından evine götürülür, kına yakılır ve yatırılır. Ertesi gün ise sadece gelin alınır.
Erkek Düğünü yapıladursun kadınlar da hem oğlan evinde hem de kız evinde düğün yapar.Oğlan tarafının kadınları yatsı namazından sonra kız tarafına gelerek gelin okşaması yaparlar geline maniler söylerler yakım yakarlar, gelini ağlatırlar buna da gelin ağlatması denir. Daha sonra gelin oynatılır geline kına yakarlar daha sonra kadınların eğlencesi sona erer böylece erkek ve kadın düğünü ertesi günü Pazar devam etmek üzere sona erer.
DAMADA KINA YAKMA: Erkek düğünü bitimi damat ve sağdıçlar hemen damadın evine giderler, damat kıyafetlerini çıkararak pijamalarını giyerken sağdıçlar da kınayı hazırlarlar. Damadın ellerine ve ayaklarına kına yakılır, elleri ve ayakları bez parçalarıyla iyice sarılır. Damat yatağa yatırılır, sabahleyin damat kalkınca sarılı olan bu bezleri çıkarır elini, yüzünü ve ayakların yıkar.
DAMAT TIRAŞI:Damat Pazar günü sabahı erkenden kalkar, kına için sarılı ellerini yıkar, sağdıçlar damadın yanına gelir, damadı alırlar dosdoğru berberin yanına götürürler veya berberi eve çağırırlar damadı tıraş ettirirler, tıraşa müteakip damat güzel bir banyo yapar daha sonra damatlık elbise takımını giyer ve gelin almaya hazır vaziyette öğle namazını bekler.
GELİN ALMA:Pazar günü sabahleyin erkek düğünü köy parkında öğleye kadar devam eder.Damat köy berberi tarafından tıraş edilir damatlık elbisesini sağdıçları tarafından giydirilir, öğle namazı için camiye getirilir. Kız tarafında da gelinin saçları Köyde varsa bayan köy öğretmeni veya ebesi veya köy öğretmeninin hanımı veya köy imamının hanımı veya Ermeneke götürülerek saçları yapılır gelinliği giydirilir gelin sağdıcı tarafından gelin almaya hazır hale getirilir. Öğle namazı kılındıktan camide dualara edilir, cemaata sonra şeker,lokum dağıtılır. Bayrakçı tarafından herkes gelin almayı davet edilir.Arabalar çekilir herkes arabaya biner bayrakçının arabası en önde arkasında gelin arabası, arkada misafirler olduğu halde damat da dahil kız evine gelin almaya gidilir. Gelin almaya gelindiğinde gelin kız tarafından kilitlenir, oğlanın babasından para istenir, daha sonra gelin sandığı kilitlenir para istenir, istekler yerine getirildikten sonra köy imamı tarafından dua okunur tekbirler getirilerek aminlerle damat gelini babasının evinden başı kırmızı duvaklı, erkek kardeşi veya babası tarafından beline kırmızı kurdela bağlı olduğu halde gelin taksisine bindirir. Gelin konvoyu oğlanın evine gelinceye kadar köy çocukları yollarda iplerle yolları keserek para isterler. Gelin oğlanın evine getirildiği sırada gelin arabadan inmez, geline inmesi için ısrar etseler de gelin indirmelik almadan inmez. Oğlanın babası gelerek geline ev, arsa, tarla, gibi indirmeliğin yanında bir de tosun verir.(Tosun da damattır.) Gelin arabadan iner damat dama çıkar geline metal bozuk paralar ve top şekline getirilmiş pamuk tohumu atar. Çocuklar paraları toplarken damat gelini eve çıkarır, o anda geline testi teptirirler, gelin kapı girişinin üstüne yağ sürer, çivi çakar, gelin içeriye eşyalı ile süslenmiş gelin odasına damat tarafından götürülür. Gelin böylece baba evinden koca evine getirildikten sonra gelen misafirlere yemekler ikram edilir, son çalgılar çaldırılır.Oğlan babası gelen misafirlere teşekkür ederek çalgılarla düğüne iştirak edenleri uğurlarlar. Düğün sona erer.Gelinin eşyaları evde sergilenir, gelin oğlanın evine geldikten sonra köyün kadınları tarafından ziyaret edilir. Gelinin eşyaları sergilenir.
Gelin alma işleri bittikten sonra damat sağdıçlarla beraber ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kıldıktan sonra köyün imamı ile beraber evine getirilir. Damadın yakınları,arkadaşları da olduğu halde imam dua ederek damadı gerdeğe yumruklarla katarlar. Damat içeriye girince gelinin sağdıcı odadan çıkar, gelin ile damat baş başa kalırlar, damat geline hoş geldin der gelin seslenmezse damat para, altın gibi hediye takarak gelini konuşturur. Duvak çıkartılır, dinlenilir, kız tarafından gelen yemekler yenilir.Gelin ile damat gece yattıktan sonra sabahleyin damadın anne ve babasının elini öper.
Bütün bu güzel ama meşakkatli düğünün ardından oğlan tarafı ile kız tarafı bir hafta sonra önce kız tarafında olmak üzere kendi aralarında kendi yakınları ile beraber yemek yerler. Kız tarafında yemeğe başlamadan önce damat ve sağdıçlar yemeğe yanaşmazlar, kız tarafı da damada para, altın, tarla, elma, kiraz, ceviz, keçi ve koyun gibi hediye verir damat yemek yemeye başlar. Böylece düğün tam olarak sona ermiş olur.
BEL BAĞLAMA: Gelin alma günü gelin kız evinden çıkmadan evvel kızın erkek kardeşi tarafından kırmızı renkte bir kurdelayı gelinin beline düğüm gelinin ön tarafına gelecek şekilde besmele ve selavat getirilek bağlar. İki kardeş bir birlerine helallik ve yol verirler. Kırmızı renkli kurdela kızın sağlam ve bakire olduğunun simgesidir. Ben kız kardeşimi size (damat tarafı için) el değmemiş, bakire olarak, sağlam teslim ediyorum ve yol veriyorumun sembolüdür.
KAPI KİLİTLEME:Yine kız tarafı, gelin kız evinden çıkmadan evvel gelinin bulunduğu kapıyı kilitler, damat tarafından para istenir, damat tarafı ile kız tarafı biraz para pazarlığından sonra damat tarafı parayı verdikten sonra kız tarafı kapıyı açar.
YOL KESME:Gelin kız evinden damat evine getirililirken gelinin geçtiği yol kesilir, bu yol kesme şekli karşılıklı ipi tutarak, yol ortasına masa koyarak, arabayı yolun ortasında stop yaparak v.b olmaktadır. Damat tarafı daha önceden zarf içerisine hazırlamış oldukları paraları yol kesenlere verir, tabii paralar zarfdan az çıkarsa o zaman çetin pazarlıklar da olabiliyor.
GELİNE TESTİ KIRDIRMA KAPI ÜSTÜNE ÇİVİ ÇAKTIRMAMA VE YAĞ SÜRDÜRME:Gelin damat tarafına getirilir, evin önünde su dolu bir toprak testi geline tekme vurdurmak suretiyle kırdırılır, gelin evin önünde bekletilir, damat yüksekçe bir yerden kapıdan tepsi içerisinde demir bozuk paralar ile çekirdekli pamuk topunu gelin ve misafir üzerine atar, daha sonra gelin ev kapısından içeriye girerken geline giriş kapısı üzerine çivi çaktırılır, yağ sürdürülür, daha sonra gelin odasına alınır.
SAYA OYUNU: Saya oyunu uzun kış gecelerinde oynanırmış, ağırlıklı olarak da Ocak ayının 27. gecesinde. Ben 1991 yılına kadar köyde sık sık bulunmama rağmen bu oyunun oynandığına rastlamadım. Ama önceden oynanırmış. Anlatıldığına göre bu oyun (2) türlü oynanırmış, (1.)si Deve Oyunu; bu oyunda gruptan birisi önceden ağaçtan hazırlanmış deve başını bir saplığa tutturarak bir kilim altından oyunlar oynayarak geceleyin gittikleri evlerde ev halkını eğlendirir, diğerlerinden bir kişi çıracı, bir kişi cevizci, bir kişi pekmezci, bir kişi yağcı, bir kişide uncu olarak geceleyin gittikleri evlerde ev halkını eğlendirdikten sonra kendi aralarında yapacakları kömbe, baklava veya kadayıf gibi yiyeceklerin malzemelerini toplarlarmış..
(2). si arap koca ve gelin ikilisi oyunu; bu oyunda da bir kişi arap, bir kişi de gelin olurdu, bu oyunda da önceki oyunda olduğu gibi bir kişi çıracı, bir kişi cevizci, bir kişi pekmezci, bir kişi yağcı, bir kişide uncu olur, geceleyin gittikleri evlerde insanları eğlendirdikten sonra her kişi yapacakları yiyeceğe göre yiyecek malzemesi toplarlardı.
Ayrıca bireysel olarak saya için evleri dolaşan kişiler de olurdu, bu kişiler gittikleri evlerin bacalarından sepet, sitil gibi kaplar sarkıtılarak ev sahibinden nohut, mısır gibi yiyecekler ister daha sonra bunları kavurarak çerez olarak yerlerdi.
Oyuncular evlerden aldıkları yiyecek malzemelerini içlerinden birinin evine götürürler, çeşitli fıkralar, hikayeler, türküler eşliğinde kömbe, baklava ve tatlı yapılır yenir, sabaha kadar hoş vakit geçirilirdi. Her iki oyunda ad oyuncular erkek kişilerden seçilirdi.
ÇOCUĞUN BACAĞINA İP BAĞLAMA:Çocuk ister erkek ister kız olsun büyüyüp de yürümeye başladığında ayağına topuk kısmına ip bağlanır, ipi iyi yürüyen, hızlı ve pratik olan birine makasla kesilir, kesen kişi erek ise camiye doğru hızla gider ve namaz kılar, kadın ise çıkrığın başına geçerek çıkrık çevirir.
MEZARLIK ZİYARETİ: Dini bayramlardan önce arefe günü sabah namazından sonra köy imamı ile beraber mezarlığa gidilir, önce imam Kuran-ı kerim ve dua eder, daha sonra herkes mezarlara dağılarak dua eder. Bu dini gelenek bir kaç yıldır arefe günleri ikindi namazı sonrasına alınmıştır, amaç gündüz daha çok katılımın sağlanması içindir.
KARA BAYRAM:Dini bayramlardan önce bir kişi ölürse ilk gelen bayram ölen kişinin kara bayramı olur,
Şöyleki, ister ramazan bayramı olsun ister kurban bayramı olsun bir aileden bir kişi ölürse, ilk bayramında o eve ziyarete gidilir, ziyarette misafirlere çay veya yemek ikram edilir, sonra ölen kişinin için kur'an okunur dualar edilir verilir,
Şöyleki, ister ramazan bayramı olsun ister kurban bayramı olsun bir aileden bir kişi ölürse, ilk bayramında o eve ziyarete gidilir, ziyarette misafirlere çay veya yemek ikram edilir, sonra ölen kişinin için kur'an okunur dualar edilir verilir,
DİNİ BAYRAMLARDA BAYRAMLAŞMA VE BAYRAM YEMEĞİ YEME: Dini bayramlarda (Ramazan ve Kurban Bayramı) toplumumuz bir araya gelerek bayramların manevi havasını yaşamaya çalışır, örneğin küs olan insanlar barıştırılır, başka zaman bir araya gelemeyen insanlar bayram namazı kılındıktan sonra sıraya girilerek cami içindan cami dışına doğru bayramlaşma yapılır. Ayrıca büyüklerin yanlarına gidilerek bizzat bayramlaşılır. Bunun yanında dini bayramlarda köyümüzde mahalle mahalle gruplar halinde evlerde yemekler yenilir, Şöyleki;Mahalle Mahalle veya grup grup olan insanlar bayram namazına müeteakip bayramlaşmadan sonra hangi evde yemek yeneceğini kararlaştırırlar, bayram arifesinde evde yemekler hazırlanır, karar üzerine oluşturulan gruplar evlerinde yapılan yemeklerden yemek yenilecek eve götürür, herkes yemeğini getirdikten sonra yemekler ortaya (sofraya) konur, herkes istediği yemekten yer, yemek yendikten sonra da yemek duası yapılarak herkes evine ayrılır. Ayrıca toplanılacak ev bir bayram önecesi kararlaştırılmak suretiyle sonraki bayrama toplanılacak ev sahibi yemek işlerini üstlenir, topluca bayram gelince de yemekler o evde yenir. Bu gelenek hala devam etmektedir.
ÇOCUĞU BEŞİĞE YATIRMA:Yeni doğan çocuğun yatacağı yer çok önemlidir, gerekli hassasiyet gösterilir, mesela eskiden beşikler ağaçtan olurdu, yandan ileri geri iyi sallansın diye de ayaklarını oval yaparlar bebek ağladığı zaman beşik sallansın ninnilere ahenkli olsun diye, yatağı koyun yününden olur rahat uyusun büyüsün diye. Çocuğu bebeklikten çocukluk dönemine kadar yatacağı yer olan beşiğe belemek (düzenleyip yatırma) bebeği yatırırken ninniler, maniler söylenir, hediyeler takılır, misafirlere ikramlar yapılır, böylece gelenek yad edilmiş olur.
DİŞ BULGURU PİŞİRME :Çocuğun apalama, yürüme döneminden sonra diş çıkarma dönemi başlar, çoçuğun ilk dişi çıktığı zaman hısım akraba, konu komşu çağrılır BULGUR yemeği pişirilir. Bu yemeğe DİRİ BULGUR da denir. Buğday, mısır ve nohudun haşlanmasıyla yapılan bu yemeğin üzerine dibekte dövülmüş acı biber ile ceviz serpiştirilerek davet edilen misafirlere sevis edilir. Misafirler de servisten sonra hediyelerini çocuğa ikram ederler.
DİŞ BULGURU PİŞİRME :Çocuğun apalama, yürüme döneminden sonra diş çıkarma dönemi başlar, çoçuğun ilk dişi çıktığı zaman hısım akraba, konu komşu çağrılır BULGUR yemeği pişirilir. Bu yemeğe DİRİ BULGUR da denir. Buğday, mısır ve nohudun haşlanmasıyla yapılan bu yemeğin üzerine dibekte dövülmüş acı biber ile ceviz serpiştirilerek davet edilen misafirlere sevis edilir. Misafirler de servisten sonra hediyelerini çocuğa ikram ederler.
SON SÖZ: Site olarak bu zamana kadar süre gelen gelenek ve göreneklerimizi bu sayfamızda sizlere sunmaya çalıştık, Düğünlerde yapılan ve insan yaşamında kendiliğinden meydana gelen bu gelenekler yöremizdeki başka köylerde uygulanmayabilir, veya farklı uygulanabilir, bu gelenekler bizim köye aittir. Bu geleneklerin bir çoğu artık günümüzde çok da uygulanmıyor, site editörü Bekir GÖLBİNAR yazdı ben de okudum, köyde bir düğünde bulundum bu gelenekleri göremedim, yaşayamadım diye düşünür şaşırabilirsiniz. Biz sadece bu güne kadar gördüklerimizi derleyip sunduk.
KÖYÜMÜZ YÖRESİNDE SÖYLENEN ATASÖZLERİ:-Ağaca çıkan keçinin, dağa bakan oğlağı olur.
-Anasına bak kızını al; kenarına bak bezini al.
-At ile avrat yiğidin bahtına.
-Gelin ata binmiş, ya nasip demiş.
-Gönül kimi severse güzel odur.
-İnsan ayağından at tırnağından üşür.
KÖY HALKININ SÖYLEDİĞİ BAZI TEMENNİLER-Tuttuğun altın olsun.
-Allah ne muradın varsa versin.
-Allah rahmet eylesin yeri cennet mekan olsun.
-El öpenlerin çok olsun.
-Su gibi aziz ol.
-Hay ağzına sağlık.
-Ayak ucun pınar baş ucun göl olsun
-Allah akıl fikir versin.
-Cehennem azabı görme.
-Dileğini Allah kabul etsin.
-Allah işini rast getirsin.
-Allah senden razı olsun.
-Elin kolun zeval görmesin.
-Allah devlete millete zeval vermesin.
KÖY HALKININ SÖYLEDİĞİ BEDDUALAR
İLENCELER,-Allah belanı versin.
-Dizin dizin sürünesin, inşallah gün yüzü görmezsin.
-Dizin gözüne dursun.
-Geber okuna uğrayasın.
-Seni ermanı köpeği seni.
-Zıkkımın kökünü ye.
-İnşallah cennet yüzü görmezsin.
-Başı beyni dönesice.
-Sinsi sinsi aylas tilkisi gibi orta yerde dolaşma.
-Çötenin çırası gibi yanasın,
-Karaketirin kekliği gibi takırdama.
-Emanet eşşeğin kuskunu yolda kırılır.
-Ayranı yok içmeye oduna gider çöten dağına.
-Allah'tan bulasın.
-Fitil fitil burnundan gelesice.
-Gara yirlere giresice
TEKERLEMELER:-Armut biş, ağzıma düş.
DEYİMLER:-Ateş bahasına
-Avcunu yala
-Şeytan kulağına kurşun
-Tahtası kırık
-Yaşı ne başı ne
-Zır deli
KÖY DÜĞÜNLERİNDE SÖYLENEN TÜRKÜLER VE OYUN HAVALARI:1-Konyalı,
2-Cezayir,
3-Çukurbağ Sillesi,
4-Develi,
5-Sarı kız,
6-Kaleden kaleye şahin uçurdum,(damat okşamasından önce söylenir.)
7-Ermenegin keklikleri,
8-Kesik çayır/İnce çayır
9-Yabandan gel,
10-Kaderim,
12-Yekte,
KÖYÜMÜZDE MESLEKLERİYLE ANILAN VE TANINAN İNSANLARIMIZ: 1-İnşaat Ustaları:
1- Ahmet ZENGİN(tat)
2- Yahya ÇAĞLAR
3- Nuri SÖNMEZ
4- Ahmet ÖZDEMİR
5- Durmuş ZENGİN
2-Şöförler:
1-İbrahim ÇAĞLAR
2-Mevlüt ERGÜN
3-Mustafa YILMAZ
4-Mustafa BAYINDIR
5-Durmuş ZENGİN
6-Sami ÇAĞLAYAN
7-Binyamin ZENGİN
8-Mehmet YALMAN
9-Durmuş SÜZEN
10-Ali SÜZEN
11-İsmail Hakkı(Ankarada ikamet ederler)
3-Marangozlar: 1- Ahmet BAYINDIR
2- Halil İbrahim TAŞBAKAN (ÖLDÜ)
3- Korkmaz SOYSAL
4- Nuri SÖNMEZ
-Anasına bak kızını al; kenarına bak bezini al.
-At ile avrat yiğidin bahtına.
-Gelin ata binmiş, ya nasip demiş.
-Gönül kimi severse güzel odur.
-İnsan ayağından at tırnağından üşür.
KÖY HALKININ SÖYLEDİĞİ BAZI TEMENNİLER-Tuttuğun altın olsun.
-Allah ne muradın varsa versin.
-Allah rahmet eylesin yeri cennet mekan olsun.
-El öpenlerin çok olsun.
-Su gibi aziz ol.
-Hay ağzına sağlık.
-Ayak ucun pınar baş ucun göl olsun
-Allah akıl fikir versin.
-Cehennem azabı görme.
-Dileğini Allah kabul etsin.
-Allah işini rast getirsin.
-Allah senden razı olsun.
-Elin kolun zeval görmesin.
-Allah devlete millete zeval vermesin.
KÖY HALKININ SÖYLEDİĞİ BEDDUALAR
İLENCELER,-Allah belanı versin.
-Dizin dizin sürünesin, inşallah gün yüzü görmezsin.
-Dizin gözüne dursun.
-Geber okuna uğrayasın.
-Seni ermanı köpeği seni.
-Zıkkımın kökünü ye.
-İnşallah cennet yüzü görmezsin.
-Başı beyni dönesice.
-Sinsi sinsi aylas tilkisi gibi orta yerde dolaşma.
-Çötenin çırası gibi yanasın,
-Karaketirin kekliği gibi takırdama.
-Emanet eşşeğin kuskunu yolda kırılır.
-Ayranı yok içmeye oduna gider çöten dağına.
-Allah'tan bulasın.
-Fitil fitil burnundan gelesice.
-Gara yirlere giresice
TEKERLEMELER:-Armut biş, ağzıma düş.
DEYİMLER:-Ateş bahasına
-Avcunu yala
-Şeytan kulağına kurşun
-Tahtası kırık
-Yaşı ne başı ne
-Zır deli
KÖY DÜĞÜNLERİNDE SÖYLENEN TÜRKÜLER VE OYUN HAVALARI:1-Konyalı,
2-Cezayir,
3-Çukurbağ Sillesi,
4-Develi,
5-Sarı kız,
6-Kaleden kaleye şahin uçurdum,(damat okşamasından önce söylenir.)
7-Ermenegin keklikleri,
8-Kesik çayır/İnce çayır
9-Yabandan gel,
10-Kaderim,
12-Yekte,
KÖYÜMÜZDE MESLEKLERİYLE ANILAN VE TANINAN İNSANLARIMIZ: 1-İnşaat Ustaları:
1- Ahmet ZENGİN(tat)
2- Yahya ÇAĞLAR
3- Nuri SÖNMEZ
4- Ahmet ÖZDEMİR
5- Durmuş ZENGİN
2-Şöförler:
1-İbrahim ÇAĞLAR
2-Mevlüt ERGÜN
3-Mustafa YILMAZ
4-Mustafa BAYINDIR
5-Durmuş ZENGİN
6-Sami ÇAĞLAYAN
7-Binyamin ZENGİN
8-Mehmet YALMAN
9-Durmuş SÜZEN
10-Ali SÜZEN
11-İsmail Hakkı(Ankarada ikamet ederler)
3-Marangozlar: 1- Ahmet BAYINDIR
2- Halil İbrahim TAŞBAKAN (ÖLDÜ)
3- Korkmaz SOYSAL
4- Nuri SÖNMEZ
4-Berberler:-Abdurrahim YILDIZ (öldü)
5-Terziler:1- Hasan KARAGÖZ
2- Mehmet SEMERCİ
3- Murat SEMERCİ (öldü)
4- Recep AKAN
6-Değirmenciler:
1-Anakadın GÖLBİNAR
2-Mehmet KANIK
2- Mehmet SEMERCİ
3- Murat SEMERCİ (öldü)
4- Recep AKAN
6-Değirmenciler:
1-Anakadın GÖLBİNAR
2-Mehmet KANIK
7-Bakkallar: 1-Sait IŞIK
2-İbrahim ÇAĞLAR (öldü)
3-Mehmet BAHÇEVLİ
4-Osman BAHCELİ(öldü)
5-Mehmet SÖNMEZ
6-Mustafa KARAGÖZ
7-Hüseyin IŞIK
8-Mustafa GÖLBİNAR
9-Ziya YARAR
8-Kahveciler:1-Süleyman ÜNAL(öldü)/köye ilk kahveyi açan kişi. İlk önce yonuz bilgay’ın evinin olduğu yere daha sonra Abdullah Tatoğlunun evinin altına açmiştır.)
2-İbrahim AKAN
3-Mustafa ARSLAN (öldü)
4-Mehmet ŞAHİN
5-Şükral ZENGİN
6-Mustafa ÇAĞLAYAN
7-Durmuş-Abdullah-Bekir-Salih ZENGİN kardeşler
8-Mehmet ÇETİNALP
2-İbrahim ÇAĞLAR (öldü)
3-Mehmet BAHÇEVLİ
4-Osman BAHCELİ(öldü)
5-Mehmet SÖNMEZ
6-Mustafa KARAGÖZ
7-Hüseyin IŞIK
8-Mustafa GÖLBİNAR
9-Ziya YARAR
8-Kahveciler:1-Süleyman ÜNAL(öldü)/köye ilk kahveyi açan kişi. İlk önce yonuz bilgay’ın evinin olduğu yere daha sonra Abdullah Tatoğlunun evinin altına açmiştır.)
2-İbrahim AKAN
3-Mustafa ARSLAN (öldü)
4-Mehmet ŞAHİN
5-Şükral ZENGİN
6-Mustafa ÇAĞLAYAN
7-Durmuş-Abdullah-Bekir-Salih ZENGİN kardeşler
8-Mehmet ÇETİNALP
9-P.T.T. Acentecileri:1-Battal KAYA
2-Abdullah ÖZDEMİR
3-Mehmet KANIK
10-Tellalcılar: 1-Süleyman BESEREK (öldü)
2-Ahmet YAMAN
2-Abdullah ÖZDEMİR
3-Mehmet KANIK
10-Tellalcılar: 1-Süleyman BESEREK (öldü)
2-Ahmet YAMAN
11-Avcılar:1-Hasan Ali ERGÜN(öldü)
2-Ahmet ÖZDEMİR
3-Hüseyin TİRYAKİ
4-Mehmet KOÇAŞLI
5-İbrahim AKAN
6-Yahya ÇAĞLAR
7-Kerim YILMAZ
2-Ahmet ÖZDEMİR
3-Hüseyin TİRYAKİ
4-Mehmet KOÇAŞLI
5-İbrahim AKAN
6-Yahya ÇAĞLAR
7-Kerim YILMAZ
12-Elmacı:1-Süleyman ÜNAL (başta köyümüz olmak üzere yöremize ilk meyveciliği başlatan kişidir, elmacılık deyince her muhabbetde anılır.)